T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / PENDİK - ŞEHİT ADİL BÜYÜKCENGİZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

"Bir İmam Hatipli Olarak Ben" Konulu Kompozisyon Yarışmasının Kazananı Belli Oldu.

Okulumuz lise öğrencileri arasında "Bir İmam Hatipli Olarak Ben" konulu kompozisyon yarışması düzenlenmiştir. Yarışma sonunda 11/B sınıfından Şevval Bilğin birinciliği elde etmiştir. Öğrencimize "Rıyazü's Salihin ve Tercümesi" hadis eseri ile çeşitli kitap hediyeleri okul müdürümüz Abdülkadir Işık tarafından verilmiştir. Öğrencimizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.

14-12-202014-12-202014-12-2020

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

EVREKA

   Arşimet'in "EVREKA"sını duymuşsunuzdur. Arşimet'in her gün gözünün önünde olanı keşfetmesini anlatır. Ben de bu yazıda sizlere her gün gözümün önünde olan ancak bulunduğum İmam hatip okulu sayesinde keşfettiklerimi anlatacağım. İnşallah sizlerin de bir şeyleri keşfetmenize yardımcı olur.

   Küçüklüğümden itibaren Kur'an kurslarına gittiğimden dolayı İmam hatibe gitmeden önce az da olsa Arap alfabesini biliyordum. İmam hatibe gitmeyi çok istememin de sebebi buydu zaten. Arap alfabesini çok sevmiştim. Kursta o zamanın küçükleri olarak harfleri bir şeylere benzetmeyi çok severdik. Mesela "ha" harfi koca göbekli bir amca, "elif" harfi cılız bir ihtiyar, "fe" harfi de o zamanlar hareketi pek sevmeyen kuzenimin baş harfi... İmam hatibe başladığım ilk sene Arapça dersleri pek de istediğim gibi geçmemişti Ben bir seneye dedem ve halam gibi ayetleri hızlı hızlı okuyacağımı, bir de anlayıp anlatabileceğimi sanmıştım. Sayfalarca "elif be" yazmak hayallerime oldukça tersti. Tabii benim için yeni olan tek ders Arapça değildi. Hazreti Muhammed'in hayatı adlı bir dersimiz de vardı. Açıkçası ilk sene bu ders hakkında pek pozitif düşünmemiştim, çünkü sürekli aynı şeyleri tekrar ediyordu. Beklediğim şey peygamberin hayat hikâyesinin her sene değiştirilmesi değildi tabii ki. Ama şöyle düşünüyordum ki biz peygamber dediğimiz kişiyi bu kadar yüceltiyoruz ve onun hakkında öne çıkarılan tek şey çocuklarla oyun oynaması mı? Sürekli bunları söylediklerine göre başka yaptığı bir şey yok mu? Kendimi içten içe atalarının dinini kabul edenlere benzetiyordum. Annem babam Müslüman ve ben de sadece onların yaptıklarını taklit eden kızlarıydım. Sonraki sene yeni gelen öğretmenimiz bizlere tek bir ödev verdi. Herkes bir din seçip bir ders ayrıntılarıyla anlatacaktı, bu da dönem notumuz sayılacaktı. Bu benim için muhteşem ve bulunmaz bir fırsattı. İnternetteki ya da bulduğum diğer kaynaklardaki bilgilere fazla güvenmediğim için o sıralarda araştırma yapmaktan çekinmiştim. Hocamızın önerdiği kaynaklardan her bir arkadaşım bir ders saati boyunca bir dini ayrıntılarıyla anlattı. Yanlış olan yerleri hocamız düzeltti hocamızın bilmediği konuları da beraber öğrendik. Hepsini can kulağıyla dinledim ve bu öğretmenimi de bayağı memnun etti çünkü sınıfın geri kalanı bu sunumları fazlasıyla sıkıcı buluyordu. Taozim'den Hristiyanlığa her din tek tek anlatıldı. Bazı dinlerin mantıklı gelen kısımları vardı ama İslam'ı da tam anlamıyla öğrenmeliydim ki kararım sağlıklı olsun. Sonraki dönem aynı hocamız bize araştırmamız için bazı isimler verdi. Ben de kulağa en havalı geleni seçtim "Malcolm X". Malcolm X'in hikâyesini araştırınca beni o kadar etkilemişti ki bulabildiğim her kaynağa bakmış notlar tutmuştum. Sayfalarca yazıyı hazırlarken Malcolm'un gördüğü tarafından İslam'ı ve diğer dönem tanıtılan dinleri kafamda tarttığımda kalbimden bir ses "Evreka" dedi, buldun. Doğru olanı buldun. Bu sayede her gün duyduğum şeyleri kalbimde de hissetmeye başladım, ayet ve hadisler artık duyduğum rastgele sözler değildi benim için, hissettiklerimdi.

   Tabii bu hikâyenin iyi denilmeyecek tarafları da yok değil. Mesela benim bu keşfi Hazreti Muhammed'in hayatı dersinde yapmam gerekirdi. Peygamberimizin öne çıkarılan yönü temsil ettiği dinin düşünceleri olmalıydı. Birkaç tarih ezberletip "O çocuklarla oynamayı da çok severdi." deyince onu peygamber olarak özel yapanın ne olduğunu anlayamamıştım. Oyunlar oynayan bir adam figürü onu çocuklara iyi tanıtabilir belki ama onu daha çok sevmek için ya da tanıttığı dini anlamak için yeterli olmaz. Burada kastettiğim ortaokula giden çocuklara akaid gibi dersler verilmesi değil. Sadece onlara bu dini tanıtmak adına daha sağlam sebepler verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben İslam'ı anlamlandırmaya İmam hatipteki meslek dersi hocalarım sayesinde başladım. Bu bağlamda meslek dersi hocalarının yeri bende ayrıdır. İmam hatip bana sadece İslam'ı değil neden İslam olması gerektiğini anlamama ve hissetmeme yardımcı oldu. İyi yönleriyle de eksik yönleriyle de İmam hatibin bana kazandırdıklarından dolayı kendimi her zaman şanslı hissedeceğim.

Şevval BİLĞİN 11/B 223

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 14.12.2020 - Güncelleme: 14.12.2020 17:18 - Görüntülenme: 1562
  Beğen | 4  kişi beğendi